Sonsuz Düşünce / Alain Badiou




...Felsefe;sanatın,bilimin,siyasetin ve aşkın koşullarına bağlıdır.Ama felsefe bu koşulların olaysal ve tekil karakterinden daima zarar görür,yaralanır,içi oyulur.Bu olumsal oldu bittideki hiçbir şey onun hoşuna gitmez.Niçin?
Felsefenin içinde bulunduğu koşulların gerçeğinden duyduğu bu hoşnutsuzluğu aydınlatmak,hakikatin anlamdan ayrı olduğu fikrini felsefe düzeneğinin kalbine yerleştirmeyi gerektirir.Felsefe yalnızca kendi koşullarını yorumlamak zorunda olsaydı,felsefenin yazgısı salt yorumlamak olsaydı,bu koşullara tekrar tekrar dönmekten ve bıkıp usanmadan şunu söylemekten zevk duyardı:Şiirsel eserde,matematik teoreminde,aşıkların buluşmasında,siyasi devrimde olup bitenin anlamı budur.Felsefe,bir estetiğin,bir epistemolojinin,bir erotolojinin ve bir siyasi sosyolojinin sorunsuz yekûnu olurdu.Bu çok eski bir ayartıdır;kendini bu ayartıya teslim ettiğinde,felsefe,Lacan’ın akademik söylem diye adlandırdığı şeyin bir yerlerine yerleşmiş olur.
Ama “felsefe” bu yekûnun tutarsızlığı ortaya çıktığında başlar.Hakikatin yattığı gerçek usulleri yorumlamak değil de,bu usullerin bugünkü koşulları altında,bir hakikatin nasıl ve niçin bir anlam olmadığının,daha ziyade anlamda açılan bir delik olduğunun dile getirildiği benzersiz bir yer kurmak söz konusu olduğunda başlar.Şartlı bir düşünce yerinin kurucuları olan bu “nasıl” ve bu “niçin”,ancak bir bağışın ve yorumbilgisinin reddinin getirdiği hoşnutsuzluk içinde uygulanabilir.Bunlar,anlam bağışının asli kopuşunu,anlam-yokluğunu,anlam karşısında feragati gerektirirler.Hatta edepsizliği.Hakikat usullerinin,bunları gerçeği içinde dokuyan,tam da anlamı kat etme,anlamın içini boşaltma süreci içinde anlama bağlayan olaysal tekillikten çekip çıkarılmalarını gerektirirler.Dolayısıyla hakikat usullerinin onların öznel eşlikçiliğinden-ki buna burada ortaya çıkarılan nesnenin verdiği haz da dahildir- kurtulmuş olmasını gerektirirler.
Yani felsefe şunları yapacaktır:
-Aşkı,cinselleşmenin İki’si üzerinde ve kısaca İki üzerinde örülen hakikate göre-yalnızca buna göre-tahayyül etmek.Ama,aşk nesnesinden destek alan haz alma/almama gerilimini içermeksizin.
-Siyaseti,kolektif durumların sonsuzluğunun hakikati olarak,bu sonsuzluğun hakikat içinde ele alınışı olarak,ama bu durumların coşkusu ve yüceliğine kapılmaksızın tahayyül etmek.
-Matematiği,harfin içinde ve harf aracılığıyla,harfe dökmenin gücü içinde ve bunun aracılığıyla-ama problem çözmenin verdiği düşünsel güzellik hissine yenilmeksizin- çoklu-varlığın hakikati olarak tahayyül etmek.
-Nihayet,şiiri,ritim ve imgenin içine konmuş hissedilir mevcudiyetinin hakikati olarak -ama bu ritim ve imgenin bedensel cazibesine yenik düşmeksizin- tahayyül etmek...


Metis Yayınları,2006, s.64,65
çev.Işık Ergüden, Tuncay Birkan

Hiç yorum yok: