Postmodern Etik / Zygmunt Bauman



...Postmodern etik,diyordu Marc-Alain Ouaknin,”bir okşama etiğidir”.Okşayan el,tipik olarak,hep açık kalır,hiçbir zaman bir pençe halinde sertleşmez,asla ele geçirmez;bastırmadan dokunur,okşanan bedenin şekline uyarak hareket eder…
Emmanuel Lévinas okşama alegorisini ilk olarak 1947’de,başyapıtı Otherwise than Being’i(Varlıktan Başka Türlü) tamamlamadan 30 yıl önce kullandı.Okşamanın ahlâki ilişkinin paradigması olarak görülmesi,ilk olarak,etiğin ontoloji öncesi uzamına ilişkin ilk önseziden çok önce,yakınlığın ve sınırı olmayan sorumluluğun ifadesinin fenomenolojik araştırmasından önce ortaya çıktı.İlk anlamıyla,okşama erotik aşkın etkinliğidir;aşkta görüş alanından kaçanı görselleştirir,aşkın yapmadığı bir şekilde kendisini betimlemeye bırakır.Betimlemede,okşama aşkı temsil eder.Lévinas’ın etik felsefesinin tarihinde,erotik aşk,genel olarak içinde “için olma”nın,bizatihi ahlâki durumun çizildiği çerçeveyi sağladı.Ya da başka bir deyişle,Lévinas’ın etik öğretisinde ifade edildiği gibi ahlâki duruş,erotik aşkın bir metaforudur:Eşzamanlı olarak genelleştiren ve tikelleştiren ana kategori ve aynı zamanda aşkın özgül bir durumu.
Okşama Lévinas’ın görüşünün merkezine,gelecek ile Öteki arasındaki çarpıcı paralelliğe ilişkin analizi bağlamında oturur.Gelecek,hakiki gelecek,henüz olmayan gelecek(beklentide var olan geleceğin;Bergson’un,Heidegger’in,Sartre’nin geleceğinin,”şimdiki gelecek”inin tersine),hiçbir şekilde kavranamayandır.Geleceğin dışsallığı,uzamsal dışsallıktan tamamen farklıdır„çünkü elimizi ne kadar uzatırsak uzatalım onu yakalayamayız.Gelecek “üstümüze gelir” ve “bizi bunaltır”.Başka bir deyişle, “L’avenir,c’est l’autre”(Gelecek Ötekidir).Özne,Ötekine ilişkin olarak olduğu gibi,geleceğe ilişkin olarak da “ne peut rien pouvoir”(hiçbir şey yapamaz).Öteki gibi gelecek de (karşılaşma ediminde,yüz yüzeliğinde),aynı anda “verili” ve “gizli” dir.Bugünde,kavrayabildiğimde,kavranabilir olanda geleceğin hiçbir muadili,hatta bir benzerlik bile bulunamaz.Bugün ile gelecek arasında bir uçurum vardır.Gelecek,her zaman yeni bir doğum,mutlak bir başlangıçtır.Öteki de öyle.
Erotik aşk bu mutlak farklılığı tanır;dahası erotik aşkı mümkün kılan farklılığın mutlaklığıdır.
Aşk pathos’u-ıstırap,tutku,güçlü duygulanım- varlıkların başa çıkılmaz ikiliğinden ibarettir.Aşk ebediyen gizlenenle girilen bir ilişkidir.Bu ilişki,başkalığı (alterity) etkisizleştirmez,korur.Arzu pathos’u,iki olma olgusuna dayanır.Öteki olarak öteki,benim olmak ya da ben olmak zorunda olan bir nesne değildir;tam tersine kendi gizemliliğine çekilir.
Aşk arzusunun kasıtlılığı,”gelecek bir olgu”yu değil,bizatihi geleceği,geleceğin mutlak ötekiliğini ve ele geçmezliğini amaçlar.Arzunun etkinliği olan okşamanın “sahip olma,yakalama,bilme” niyeti yoktur;böyle bir niyeti olsaydı,okşama Ötekindeki başkalığı (alterity in the other) ortadan kaldırmayı ve dolayısıyla öz yıkımı amaçlayacaktı.Okşama,”bizim olmayı ya da biz olmayı hedeflemeyen,öteki,her zaman öteki,ebediyen erişilmez,her zaman gelecek olan bir şeyle oynanan,saklanan bir şeyle oynanan bir oyuna,hiçbir projesi ya da planı olmayan bir oyuna benzer.Okşama,katışıksız geleceğe,içeriği olmayan bir geleceğe dikkat kesilmektir.” Erotik aşk,farklılıkla,gizemle,gelecekle-her şeyin bulunduğu bu dünyada asla olmayanla- ilişkilidir…

Ayrıntı Yayınları,1999,s.117-118
çev. Alev Türker

Hiç yorum yok: