Kafka’ dan Felice’ ye “ Dönüşüm” Üzerine



Franz Kafka’nın Dönüşüm üzerine kendi açıklamalarının tamamına yakın bölümü, nişanlısı Felice Bauer’ e yazmış olduğu çeşitli mektuplarda yer almaktadır.
   Aşağıdaki mektuplar, Erich Heller ve Joachim Beug tarafından yapılan derlemeden alınmıştır. Mektupların tümü, Kafka tarafından, Prag’ da yazılmıştır.


("Franz Kafka -Der Dichter über sein Werk" Yayımlayanlar: Erich Heller / Joachim Beug, dtv, Münih 1969)





24. X. 12
Tam anlamıyla uykusuz bir geceydi bugünkü, ancak sonuna doğru, son iki saatte zorlama, sözde bir uyku için kıvrılabildim, gel gör ki ne içindeki düşlere düş, ne de böylesi bir uykuya gerçek bir uyku denebilir. Ve üstelik bir de apartman kapısının önünde bir kasap çırağının çiğindiriğine çarptım; çiğindiriğin tahtasını sol gözünüm üstünde hâlâ hissediyorum.

17. XI. 12
   Yine bir boşluğa yanıt vermekteyim, ama yanıt vermek, konuşmakla olabilecek bir şey, yazarak bir deneyim kazanmıyor insan, olsa olsa mutluluk nedir, sezer gibi oluyor. Bugün çok koşuşturmak zorundayım ve yatakta dönüp dururken aklıma gelen, yakamı bırakmayan küçük bir öyküyü de kağıda dökmek gerekiyor, ama bugün yine de yazacağım sana.

18. XI. 1912
   Sevgilim, saat gecenin iki buçuğu, sözünü etmiş olduğum öykünün bitmesine daha çok var, romana bugün tek satır bile eklenemedi, yatmaya giderken içimin rahat olduğu pek söylenemez. Geceyi sabaha değin kalemi elimden bırakmaksızın geçirebilseydim keşke! O zaman güzel bir gece olurdu hiç kuşkusuz.

18. XI. 12
   Biraz önce dünkü öykümün başına geçtim, içimi bu öyküye dökmeye yönelik sınırsız bir tutkuyla, türlü çaresizliklerin tahrikiyle. Başımda bin sıkıntı var, senden haber alamıyorum, büroya dayanabilmem tümüyle olanaksız, bir gündür yerinde sayan bu roman karşısında, onun gibi beni uyarıp duran yeni öykümü sürdürmek için çılgınca bir istek duyuyorum, birkaç günden ve geceden beri kaygı verecek ölçüde kesin bir uykusuzluğun sınırlarındayım, kafamda bunlar kadar önem taşımayan, ama yine de beni rahatsız eden ve sinirlendiren birkaç şey daha var (…).

23. XI. 12
   Şimdi gecenin çok geç bir vakti, üzerinde zaten iki akşamdır hiç çalışmadığım ve gizliden gizliye büyükçe bir öykünün boyutlarını almaya başlayan küçük öykümü bir yana bıraktım. Okuman için sana vermek, ama nasıl yapayım bunu? Öykü bitmiş olsa bile, nasıl yapayım? Bayağı okunaksız yazıldı çünkü, ve bugüne değin seni hiç kuşkusuz güzel yazılarımla şımartmış olmamam nedeniyle, bu bir engel sayılmasa bile, sana okuman için bir şey yollamak istemiyorum. Kendim okumak istiyorum sana. Evet, bu öyküyü sana okumak ve bunu yaparken de elini tutmak gereğini duymak, güzel olurdu, çünkü öykü biraz korkunç. Adı Dönüşüm, seni iyice korkutacak bir öykü ve belki de bu öykünün bütününden ötürü teşekkür edeceksin, çünkü her günkü mektuplarımla sana kaçınılmaz olarak verdiğim duygu da korkudan başka bir şey değil. (…) Küçük öykümün kahramanına gelince, onun durumu bugün çok kötüydü, oysa söz konusu olan şey, şimdi artık kalıcıya dönüşen mutsuzluğunun yalnızca son aşaması.

24. XI. 12
   Sevgilim!
   Seni düşünerek dinlenmek için şimdi bir yana bıraktığım bu öykü, nasıl da eşi bulunmaz bir iğrençlikte! Şimdiden yarıyı biraz geçmiş durumda ve ben genelde de bu öyküden memnun değilim, ama iğrençliği hiç kuşkusuz sınırsız, ve gördüğün gibi, bu tür şeyler içinde seni de barındıran, senin içinde oturmaya katlandığın aynı yürekten geliyor. Buna üzülme, çünkü kim bilir, belki yazdıkça ve kendimi özgür kıldıkça, senin gözünde daha arınmış ve sana daha layık biri olacağım, ama şurası kesin ki, içimden atmam gereken daha çok şey var, ve geceler hiçbir zaman bir yanıyla da insanı şehvete sürükleyen bu işe yetecek kadar uzun değil.

24. XI. 12 Pazar, öğlen yemeğinden sonra
   Bugün öğlenden önce her Pazar olduğu gibi Baum’ a gittim ( Oskar Baum’ u tanıyor musun?) ve ( Max da nişanlısıyla oradaydı) küçük öykümün ilk bölümünü onlara okudum.

25. X. 12 Pazar gecesi
   Şimdi sevgilim, üzerinde dünkü kadar çalışmadığım küçük öykümü ne yazık ki bir yana bırakmak ve şu kahrolası Kratzau yolculuğu yüzünden öyküme bir, belki de iki gün ara vermek zorundayım. Buna çok üzülüyorum ama umarım bu durum, bitirmem için daha 3-4 akşamı gereksindiğim öykü için çok kötü sonuçlar doğurmaz. Çok kötü sonuçlar demekle söylemek istediğim, öykünün benim çalışma biçimim yüzünden zaten yeterince zarar görmüş olduğudur. Böyle bir öykünün çalışmaya en çok bir kez ara verilerek, onar saatlik iki devrede yazılması gerekir; öykü ancak o zaman geçen Pazar kafamdaki gibi bir doğal akışa ve coşkuya kavuşabilir. Ama iki defa onar saatim yok. O zaman, en iyisi mümkün olmadığına göre, elden gelenin en iyisini yapmaktan başka çıkar yol kalmıyor. Fakat öyküyü sana okuyamamam çok yazık, gerçekten çok, çok yazık (…).

26. XI. 12
   Yolculuğun küçük öyküme zarar vereceği, artık hiçbir şey yazamayacağım vb. korkusundan kaynaklanan, şimdi de içimde olan bu sürekli üzüntü. Ve bu düşünceler kafamdayken, bir de şu dışarıdaki berbat hava (…).

27. XI. 12
   Evet Felice, gecenin içinde böylesine yalnız oturup dururken ve dün olduğu gibi, bugün de istediğimce iyi çalışamamışken –bulanık ve tek düze bir şey yuvarlanıp gitmekte sanki ve varlığı zorunlu olan açıklık, onu yalnızca birkaç saniye için aydınlatabiliyor; o kadar (…).
1.XII. 12
   Sevgili Felice, küçük öykümle giriştiğim kavganın ardından –bir üçüncü bölüm, ama artık kesinlikle ( gerçek dünyaya alışana değin o kadar kendimden emin olmaktan uzak ve yanlışlarla dolu yazıyorum ki) son bölüm varlığını duyurmaya başladı- sana, sevgilim mutlaka iyi geceler dilemek zorunluluğunu da hissediyorum (…).

1.XII. 12
   (…) küçük öyküm konusunda sonunda kızıştım biraz, yüreğim, atışlarıyla beni bu öykünün daha da içine itmek istiyor, ama kendimi olabildiğince onun dışına çıkarmayı denemek zorundayım ve bu güç bir çaba olacağından, bir de uyku gelene kadar saatler geçeceğinden, bir an önce yatmalıyım.
   (…) Sevgilim, neşeli bir şeyler de söylemek isterdim, ama aklıma doğal bir şeyler gelmiyor ve üstelik öykümün önümde açık duran sayfasında 4 kişi birden ağlamaktalar, ya da düşünülebilecek en büyük üzüntülerle yüklüler.

3. XII. 12
   Öyküm uyutmazdı beni, ama sen düşlerle birlikte uykuyu getiriyorsun bana.

6. XII. 12
   Ağla sevgilim, çünkü ağlamanın zamanıdır şimdi! Küçük öykümün kahramanı bir süre önce öldü. Eğer bir teselli olacaksa senin için, o zaman bil ki, yeterince huzurlu ve herkesle barışık olarak öldü. Öykünün kendisi bitmedi henüz, artık içimde istem duymuyorum ve sonunu sabaha kadar bekleteceğim. Zaten saat yeterince geç ve dünkü aksamanın üstesinden gelebilmek için çok çalıştım. Yorgunluklarımla öteki aksamaların ve aslında bu öyküye ait olmayan üzüntülerin öykünün bazı yerlerine açıkça yansımış olması çok yazık, çok daha yalın işleyebilirdim (…). İşte içimi sürekli oyan duygu da bu zaten; içimde duyduğum yaratıcı güçlerle ben, daha elverişli yaşam koşullarında şimdikinden daha yalın, etkili ve sistemli bir çalışma ortaya çıkarabilirdim. Bu, hiçbir akıl ve mantığın söküp atamayacağı bir duygu; oysa gerçek koşulların dışında koşulların bulunmadığını, olmasının da beklenemeyeceğini söyleyen mantık da haklı. Her neyse, yarın öykümü bitirebileceğimi, öbür gün de yeniden romana dönebileceğimi umuyorum.

6 / 7. XII. 12
   Evet sevgilim, küçük öyküm bitti artık, ama bugün yazdığım sonuç bölümünden memnun değilim, daha iyi olabilirdi, burası kuşkusuz.

F. Kafka, Dönüşüm 
Can Öykü, syf. 91-...- 96
çev. Ahmet Cemal

Hiç yorum yok: