Erguvan Kapısı / Oya Baydar


...“Peki siz Ülkü,yani demek istiyorum ki,eğer babam o gece öldürülmemiş olsaydı,ona dönecek miydiniz?Farklı bir Arın Murat’la birlikte olabilecek miydiniz?Yine de sevebilicek miydiniz onu?demin söylediklerinize göre sanki…”
“Anlıyorum;Leyla ile Mecnun’dan,Tahir ile Zühre’den Romeo-Juliet’e kadar bütün klasikleşmiş aşk hikayelerinde aşkı yaratan ve büyüten kavuşamamaktır,eski terimle vuslata erememektir.Kavuştuğun zaman tüketeceğini,aşkın yaşandıkça alışkanlığa yenilip sönümleneceğini bilirsin,yine de vuslatı aramaktan alamazsın kendini.Sorduğun soruyu,Arın kendini anlatmaya çalışırken daha o gece,o masada sordum kendime.Ve bütün hayatımı etkilemiş,daha iri laflarla konuşacak olursam,beni esir etmiş,yaşamıma ipotek koymuş o tutkudan kurtulmadıkça huzur bulamayacağımı,bir yanımın hep eksik kalacağını anladım.Evet,dönecektim ona,tüketmek için de olsa dönecektim.Üstelik de…”
Bir an duraksıyor,konuşup konuşmamakta ikircikleniyor.
“Üstelik de ne?Mademki başladık,konuşmak zorundasınız.”
“Zorunda,hayır,ama anlatmak istiyorum.Bir çeşit terapi belki de.Umut’tan beri zaten çok güç yaşıyordum,sonra Arın’ın öldürülmesi,sonra…sonra her şey:dünya,Türkiye,küçük ev,annem,şimdi de sen…Evet,terapiye ihtiyacım olduğu kesin.Üstelik de şu,canım:Arın’la aramızdaki ilişkide cinselliğin çok büyük payı vardı.Belki de en temeline,temel içgüdüye inersen,cinsel çekim,cinsel uyum ve doyumdu ilişkiyi belirleyen.Hadi yeterince açıksözlü olayım,bunda en küçük bir utanç,ilişkiyi aşağılamak falan gibi bir yön görmüyorum ben.Kadınla erkek arasında dostluk,sevgi,anlayış,daha ne bileyim,her türlü duygu olabilir,ama aşk dedin mi,şöyle dolu dolu aşk,o zaman cinsellik öne çıkar.Böyle bir aşka ihtiyacım vardı.Onun nesnesi de,kafamdaki ve yüreğimdeki bütün sorulara rağmen Arın’dı.Sen hiç aşık oldun mu Derin?”
Ne cevap vermiştim hatırlamıyorum.’Hayır’ dememek için susmuştum belki de...


Can Yayınları, 2008, syf. 60 - 61

Hiç yorum yok: